Berk
New member
Forumdaşlar, Bugün Üzerinde Biraz Düşünelim: “El-Vasit” Ne Demek?
Selam dostlar,
Bugün biraz derin, biraz da kalbe dokunan bir konuyu konuşmak istiyorum. “El-Vasit” — birçoğumuz bu ismi duymuşuzdur ama anlamını tam olarak sindirememiş olabiliriz. Dinî kaynaklarda Allah’ın 99 isminden biri olarak geçen “El-Vasit”, “her şeyi kuşatan, her yere nüfuz eden, orta yolu bulan” anlamına gelir.
Ama ben bu başlığı sadece teolojik bir terim olarak değil, toplumsal bir kavram olarak da ele almak istiyorum. Çünkü “El-Vasit” olabilmek, aslında sadece bir isim değil; bir denge, bir anlayış, bir adalet hali...
Bu yazıda “El-Vasit”i toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet ekseninde konuşalım istiyorum. Hem erkeklerin hem kadınların dünyasından, hem kalpten hem akıldan bakalım.
El-Vasit: Dengeyi Bulmanın İsmi
Kelime kökeniyle başlayalım. “Vasit”, Arapça “v-s-t” kökünden gelir; “orta”, “denge”, “her iki ucu birleştiren” anlamına sahiptir.
Yani “El-Vasit”, ne uçta olanı yargılayan ne de farklı olanı dışlayan bir anlayıştır.
Bu bakış açısını toplumsal düzleme taşıdığımızda, “El-Vasit” aslında adaletli bir düzenin temsili haline gelir.
Bir tarafın hakkını gözetirken diğer tarafı ezmemek, bir topluluğu yüceltirken diğerini görmezden gelmemek… İşte tam da burada, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılık kavramları devreye girer.
Toplumsal Cinsiyet Üzerine Bir Ayna: Denge Nerede?
Kadınlar tarih boyunca duygularıyla, sezgileriyle, empati güçleriyle tanımlandılar.
Erkekler ise genellikle akılcı, çözüm odaklı, stratejik olarak.
Bu ayrım, biyolojik gerçekliklerden çok, toplumsal rollerin şekillendirdiği bir yansımadır.
“El-Vasit” kavramı bize aslında şunu söylüyor:
Ne sadece duygu ne sadece mantık… Gerçek denge, ikisinin birleştiği yerdedir.
Bir kadın, toplumsal düzen içinde empatisiyle insan ilişkilerini güçlendirirken; bir erkek, analitik zekâsıyla çözüm yolları sunar.
Ancak “El-Vasit” olabilmek, kadının da stratejik düşünebilmesi, erkeğin de empati kurabilmesidir.
Yani rollerin birbirini tamamladığı, insanın kendi bütünlüğünü fark ettiği bir haldir bu.
Çeşitlilik: Farklılıkta Birlik
“Her şeyi kuşatan” anlamındaki “El-Vasit” ismini düşündüğümüzde, çeşitliliği reddetmek bu ismin özüne aykırıdır.
Çünkü “El-Vasit” olan, tüm renkleri, tüm kimlikleri, tüm yolları bilir ve onlara yer açar.
Toplum dediğimiz şey, tek bir renkten ibaret olamaz. Kadınlar, erkekler, LGBTQ+ bireyler, farklı etnik kökenler, farklı inançlar…
Hepsi toplumun “bütününü” oluşturur.
Eğer gerçekten “El-Vasit” sıfatını hayatımıza taşımak istiyorsak,
birini dışlamadan, diğerini ötekileştirmeden adaleti kuşatan bir anlayışa ulaşmalıyız.
Ve bu adalet, sadece hukukta değil;
konuşmalarımızda, davranışlarımızda, yargılarımızda da görünmeli.
Bir Hikâye: Zeynep ve Ahmet’in Orta Noktası
Bir gün Zeynep ile Ahmet uzun bir tartışmaya girmişti.
Zeynep, iş yerinde kadınların sürekli geri planda bırakılmasından şikâyetçiydi.
Ahmet ise, “Ama erkeklerin de baskısı var, herkes kendi yükünü taşıyor,” diyordu.
Zeynep kızmıştı:
— “Sen anlamıyorsun, eşitlik yok!” dedi.
Ahmet derin bir nefes aldı:
— “Sen de bazen sadece kadın tarafından bakıyorsun,” dedi.
O an sessizlik oldu.
Bir süre sonra Ahmet, Zeynep’in gözlerine baktı:
— “Belki de ikimiz de haklıyız. Sen empatiyle konuşuyorsun, ben çözümle. Ama aslında ikimizin söylediği şey aynı: Adalet.”
İşte tam o anda, “El-Vasit” anlam kazandı.
Çünkü o an, iki farklı dünyanın orta noktasında anlayış doğdu.
Sosyal Adalet: Herkes İçin Eşit, Herkese Göre Adil
“Adalet” kelimesi çoğu zaman “eşitlik”le karıştırılır.
Ama “El-Vasit” bize, adaletin herkes için aynı şey olmadığını öğretir.
Eşitlik, herkese aynı ayakkabıyı vermektir; adalet ise, herkesin ayağına uygun ayakkabıyı bulmaktır.
Sosyal adaletin özü budur.
Kadınların özgürleşmesi, erkeklerin yüklerinden arınması, farklı kimliklerin tanınması — bunların hepsi bir “vasat” denge halidir.
Toplumda huzur, işte bu “orta nokta” bulunduğunda başlar.
Bir kadının başarısı sadece kendisini değil, çevresini de dönüştürür.
Bir erkeğin duyarlılığı, güç kavramını yeniden tanımlar.
Bir bireyin farklı kimliğini korkusuzca yaşaması, toplumun olgunluğunun göstergesidir.
“El-Vasit” tam olarak bu dengeyi temsil eder:
Ne tek taraflı bir özgürlük ne de tek yönlü bir kontrol; insanın insanı kuşatabildiği bir hal.
Modern Dünyada El-Vasit Olabilmek
Bugün dünyamızda kutuplaşmalar, etiketlemeler, “biz ve onlar” ayrımı giderek artıyor.
Bir taraf “kadın hakları” derken diğeri “aile yapısı”nı savunuyor.
Oysa “El-Vasit” olmak, bu iki tarafı birleştirmeyi, dengede buluşmayı gerektiriyor.
Kadın haklarını savunmak aileye karşı olmak değildir.
Erkeklerin duygusal haklarını savunmak erkekliği zayıflatmak değildir.
Her biri, insanlığın farklı yüzlerini görünür kılmaktır.
Gerçek “vasatlık”, yani denge, ancak birbirimizi dinlemeye başladığımızda mümkün olur.
Forumdaşlar, Birlikte Düşünelim...
Şimdi size sormak istiyorum dostlar:
Sizce modern dünyada “El-Vasit” olabilmek mümkün mü?
Kadın ve erkek rollerinin, kimliklerin, inançların bu kadar keskinleştiği bir çağda orta yolu bulmak hâlâ gerçekçi mi?
Adalet, herkese aynı şekilde mi sunulmalı, yoksa farklılıklar gözetilerek mi inşa edilmeli?
Forumun gücü, fikirlerin çeşitliliğinde gizli.
O yüzden ister kadın olun ister erkek, ister farklı bir kimlikte hissedin kendinizi — gelin, bu “vasat” kavramını birlikte tartışalım.
Çünkü “El-Vasit” sadece bir isim değil, belki de hepimizin özlemi:
Birbirimizi anlamanın, farklılıkta birlik bulmanın ismi.
Selam dostlar,
Bugün biraz derin, biraz da kalbe dokunan bir konuyu konuşmak istiyorum. “El-Vasit” — birçoğumuz bu ismi duymuşuzdur ama anlamını tam olarak sindirememiş olabiliriz. Dinî kaynaklarda Allah’ın 99 isminden biri olarak geçen “El-Vasit”, “her şeyi kuşatan, her yere nüfuz eden, orta yolu bulan” anlamına gelir.
Ama ben bu başlığı sadece teolojik bir terim olarak değil, toplumsal bir kavram olarak da ele almak istiyorum. Çünkü “El-Vasit” olabilmek, aslında sadece bir isim değil; bir denge, bir anlayış, bir adalet hali...
Bu yazıda “El-Vasit”i toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet ekseninde konuşalım istiyorum. Hem erkeklerin hem kadınların dünyasından, hem kalpten hem akıldan bakalım.
El-Vasit: Dengeyi Bulmanın İsmi
Kelime kökeniyle başlayalım. “Vasit”, Arapça “v-s-t” kökünden gelir; “orta”, “denge”, “her iki ucu birleştiren” anlamına sahiptir.
Yani “El-Vasit”, ne uçta olanı yargılayan ne de farklı olanı dışlayan bir anlayıştır.
Bu bakış açısını toplumsal düzleme taşıdığımızda, “El-Vasit” aslında adaletli bir düzenin temsili haline gelir.
Bir tarafın hakkını gözetirken diğer tarafı ezmemek, bir topluluğu yüceltirken diğerini görmezden gelmemek… İşte tam da burada, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılık kavramları devreye girer.
Toplumsal Cinsiyet Üzerine Bir Ayna: Denge Nerede?
Kadınlar tarih boyunca duygularıyla, sezgileriyle, empati güçleriyle tanımlandılar.
Erkekler ise genellikle akılcı, çözüm odaklı, stratejik olarak.
Bu ayrım, biyolojik gerçekliklerden çok, toplumsal rollerin şekillendirdiği bir yansımadır.
“El-Vasit” kavramı bize aslında şunu söylüyor:
Ne sadece duygu ne sadece mantık… Gerçek denge, ikisinin birleştiği yerdedir.
Bir kadın, toplumsal düzen içinde empatisiyle insan ilişkilerini güçlendirirken; bir erkek, analitik zekâsıyla çözüm yolları sunar.
Ancak “El-Vasit” olabilmek, kadının da stratejik düşünebilmesi, erkeğin de empati kurabilmesidir.
Yani rollerin birbirini tamamladığı, insanın kendi bütünlüğünü fark ettiği bir haldir bu.
Çeşitlilik: Farklılıkta Birlik
“Her şeyi kuşatan” anlamındaki “El-Vasit” ismini düşündüğümüzde, çeşitliliği reddetmek bu ismin özüne aykırıdır.
Çünkü “El-Vasit” olan, tüm renkleri, tüm kimlikleri, tüm yolları bilir ve onlara yer açar.
Toplum dediğimiz şey, tek bir renkten ibaret olamaz. Kadınlar, erkekler, LGBTQ+ bireyler, farklı etnik kökenler, farklı inançlar…
Hepsi toplumun “bütününü” oluşturur.
Eğer gerçekten “El-Vasit” sıfatını hayatımıza taşımak istiyorsak,
birini dışlamadan, diğerini ötekileştirmeden adaleti kuşatan bir anlayışa ulaşmalıyız.
Ve bu adalet, sadece hukukta değil;
konuşmalarımızda, davranışlarımızda, yargılarımızda da görünmeli.
Bir Hikâye: Zeynep ve Ahmet’in Orta Noktası
Bir gün Zeynep ile Ahmet uzun bir tartışmaya girmişti.
Zeynep, iş yerinde kadınların sürekli geri planda bırakılmasından şikâyetçiydi.
Ahmet ise, “Ama erkeklerin de baskısı var, herkes kendi yükünü taşıyor,” diyordu.
Zeynep kızmıştı:
— “Sen anlamıyorsun, eşitlik yok!” dedi.
Ahmet derin bir nefes aldı:
— “Sen de bazen sadece kadın tarafından bakıyorsun,” dedi.
O an sessizlik oldu.
Bir süre sonra Ahmet, Zeynep’in gözlerine baktı:
— “Belki de ikimiz de haklıyız. Sen empatiyle konuşuyorsun, ben çözümle. Ama aslında ikimizin söylediği şey aynı: Adalet.”
İşte tam o anda, “El-Vasit” anlam kazandı.
Çünkü o an, iki farklı dünyanın orta noktasında anlayış doğdu.
Sosyal Adalet: Herkes İçin Eşit, Herkese Göre Adil
“Adalet” kelimesi çoğu zaman “eşitlik”le karıştırılır.
Ama “El-Vasit” bize, adaletin herkes için aynı şey olmadığını öğretir.
Eşitlik, herkese aynı ayakkabıyı vermektir; adalet ise, herkesin ayağına uygun ayakkabıyı bulmaktır.
Sosyal adaletin özü budur.
Kadınların özgürleşmesi, erkeklerin yüklerinden arınması, farklı kimliklerin tanınması — bunların hepsi bir “vasat” denge halidir.
Toplumda huzur, işte bu “orta nokta” bulunduğunda başlar.
Bir kadının başarısı sadece kendisini değil, çevresini de dönüştürür.
Bir erkeğin duyarlılığı, güç kavramını yeniden tanımlar.
Bir bireyin farklı kimliğini korkusuzca yaşaması, toplumun olgunluğunun göstergesidir.
“El-Vasit” tam olarak bu dengeyi temsil eder:
Ne tek taraflı bir özgürlük ne de tek yönlü bir kontrol; insanın insanı kuşatabildiği bir hal.
Modern Dünyada El-Vasit Olabilmek
Bugün dünyamızda kutuplaşmalar, etiketlemeler, “biz ve onlar” ayrımı giderek artıyor.
Bir taraf “kadın hakları” derken diğeri “aile yapısı”nı savunuyor.
Oysa “El-Vasit” olmak, bu iki tarafı birleştirmeyi, dengede buluşmayı gerektiriyor.
Kadın haklarını savunmak aileye karşı olmak değildir.
Erkeklerin duygusal haklarını savunmak erkekliği zayıflatmak değildir.
Her biri, insanlığın farklı yüzlerini görünür kılmaktır.
Gerçek “vasatlık”, yani denge, ancak birbirimizi dinlemeye başladığımızda mümkün olur.
Forumdaşlar, Birlikte Düşünelim...
Şimdi size sormak istiyorum dostlar:
Sizce modern dünyada “El-Vasit” olabilmek mümkün mü?
Kadın ve erkek rollerinin, kimliklerin, inançların bu kadar keskinleştiği bir çağda orta yolu bulmak hâlâ gerçekçi mi?
Adalet, herkese aynı şekilde mi sunulmalı, yoksa farklılıklar gözetilerek mi inşa edilmeli?
Forumun gücü, fikirlerin çeşitliliğinde gizli.
O yüzden ister kadın olun ister erkek, ister farklı bir kimlikte hissedin kendinizi — gelin, bu “vasat” kavramını birlikte tartışalım.
Çünkü “El-Vasit” sadece bir isim değil, belki de hepimizin özlemi:
Birbirimizi anlamanın, farklılıkta birlik bulmanın ismi.